Yrd.Doç.Dr.Hakan GÜVELİ
 

25.5K

TAKİPÇİ

Hakkımda

Özgeçmiş

Biz ne yersek omuyuz? Yediklerimiz ne yerse ya da yedirilirse omuyuz? Yediklerimiz nasıl yetişirse, işlenirse, saklanırsa omuyuz? Yedikten sonra neyi parçalarsak ve vücudumuz neyi emiyor ve alıyorsa omuyuz?

Bu işte bir terslik var evet kesinlikle yolunda olmayan ve anlamak istemediğimiz ya da anlaşılması istenmeyen şeyler var. Hepimiz kendimize özel genetik kodlarla doğar ve kendimize has riskler taşırız. Fakat daha sonra çevresel etkenlerle yaşam boyu bir etkileşim içine gireriz. Modern tıp her geçen gün yeni teknolojilerle gelişiyor, hatta yakın bir gelecekte tıp branşlarının bile değişime uğrayacağı düşünülüyor. Fakat sizce de bu bilgi çağında bu gelişimin yanında NEDEN SAĞLIKLI VE AKTİF YAŞLANAMIYORUZ?

Evet, tam da bu nokta da ters giden bir şeyler olmalı. Yaş ömrü uzadı diyorlar, evet istatistikler doğru söyler ama gelin bir de sağlık yönünden sayılara bakalım. Son 25 yılda diyabet hastalığı üç kata yakın, kronik hastalıklar ve kanser iki kat civarında artmış.

Bu sürece çok yakından dahil oldum. 1994 yılında Çapa Tıp Fakültesinden mezun oldum. Modern batı tıbbın sonuna kadar savunucusu oldum. 2000 yılında İç Hastalıkları uzmanı oldum ve çok hastalık var hepsiyle uğraşmak zor dedim ve de gastroenteroloji alanında 2004 yılında ikinci uzmanlığımı aldım. Gastroenteroloji alanında da Nörogastroenteroloji alanında özel eğitimler aldım. İşte bu nokta da daha yeni kafamda ters giden bir şeyler var dedim. Aynı hastalıklarla uğraşıyoruz, sürekli yeni ilaçlar geliyor, maliyetler artıyor fakat tam bir şifa elde edemiyoruz.

Modern tıbbı tabi ki son olanaklarına kadar mükemmel kullanmak her hekimin zorunluluğu ama o zaman niye tedavi yüzdelerinde yerimizde sayıyoruz, hatta bazı hastalıklarda geri gidiyoruz ya da bir sürü yan etki ile uğraşmak zorunda kalıyoruz. Günümüzde halen hastalıkların çoğunda neden belli değil ve hatta obezite niye olur bunu çözmüş değiliz. Obezite son yıllarda çocuklar ve erişkinlerde artıyor ve beraberinde kronik hastalıklar ve kanser gibi bir çok riski de yanında getiriyor.

İşte bu noktada BÜTÜNLEYİCİ ya da TAMAMLAYICI TIP kafama tam da dank etti diyebiliriz. Yani biz genelde kişinin hasta bir organına takılıyoruz ama BÜTÜNCÜL SAĞLIĞI İLE İLGİLENMİYORUZ. Biz niye hasta oluyoruz ve hasta olmadan niye koruyucu önlemler alamıyoruz diye sıklıkla düşündüm. Evet, bu işte bir terslik var, peki ama çözüm nerede?

Bizi ne hasta edebilir. Güneş ışınları, radyasyon, çevre kirliliği, stres, yetersiz fiziksel aktivite, ilaçlar, kötü beslenme alışkanlıkları mı? Yoksa görmediğimiz başka şeyler var mı? Bilimsel kanıtlara baktığım da çevresel etkenlerin belki de en önemlisi beslenme olmalı diye düşündüm. Son 30 yılda insanoğlunun evrimleşme sürecinde vücuduna onun tanımadığı, işleyemediği, metabolik dengesinin ve trafiğinin tanımadığı, çözemediği bir çok maddeyi gıdalarla verdik. Gıdaların üretiminden hazırlanışı, işlenmesi, saklanması ve paketlenmesine kadar bizi bir sürü tehlikenin beklediğini görmeye başladım. Gittiğim her yerde gıda üreticileri yerli ürünler hakkında bilgi edinmeye çabaladım. Gördükçe, okudukça inanın asıl tehlike burada diye düşünüyor insan.

Daha sonra da bağırsak 2.beyin önemi konusu geldi ve ardından besinlerle bağırsak flora ( mikrobiyota ) ilişkisini tanımaya başladık. Beslenme kronik hastalıklar ve kanser ilişkileri hakkında bir çok makale gelmeye başladı. İşte bu nokta da galiba bir şeyler bulmuş olabilirim diye düşündüm.

Aralıklarla kısa programlar için yurtdışı tecrübelerim oldu fakat 2008 yılında ayağıma fırsat geldi. Prof. Erdem Yeşilada ile tanıştım ve Eczacılık fakültesinde iki yıl FİTOTERAPİ yüksek lisansını tamamladım. Aynı bölümde dört yıl FARMAKOGNOZİ doktora derslerini tamamladım yeterlilik sürecim devam ediyor. Bununla birlikte Bahçeşehir Üniversitesi Beslenme ve Diyet Bölümünde Öğretim Görevlisi olarak dört yıldır gururla çalışıyorum.

 

Bu ben de neyi sağladı. Elmayı anlamaya başladım. Eskiden hastalara elma yiyebilirsiniz derdim ama ne yapar bilmiyordum. Şimdi elmanın kabuğunda ne var, için de ne var onu biliyorum. Hangi hastalıklarda hangi bitki ne şekilde nasıl verilmeli hangi diyet niye verilmeli bunu daha iyi anlamaya başladım. Bu konuya ilgim sayesinde artık bir kalorinin vücuda bir kalori olarak girmediği,  beslenmenin kronik hastalıklar ve kanser gelişimi için koruyucu olabileceği ve hatta tedavide yardımcı olduğunu, obezite de kalori kadar zamanın ve diyet içeriğinin saflığının çok önemli olduğunu öğrendim.

Her gün hastalarla değişik hikayeler dinliyorum ve değişik tecrübeler elde ediyorum. Son 10 yıla yakın artan sıklıkta ve hatta rutin olarak BİREYE ÖZGÜ İYİLEŞTİRME HEDEFLİ BÜTÜNLEYİCİ TIP YAKLAŞIMI’nı uygulamaya çalışıyorum. Hastalarla bir o kadar keyifli tarifler yaratıyoruz, eğleniyoruz ama işin gerçeği tedavi de anlamlı yol alabiliyoruz.

Tabi ki bunu ben tek başıma sağlamıyorum. Başlangıcından itibaren Bahçeşehir Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü ve aynı zamanda Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon mezunu öğrencim Diyetsiyen Gizem SEVİN ile birlikte yapıyoruz. Gizem aynı zamanda yüksek lisansını da bitirmek üzere. Benim gibi Karadenizli  ve her hastayı birlikte görüyoruz. Hastalıklara uygun kanıta dayalı doğru beslenme, temelde doğru beslenme bilgileri, mutfak kullanımı, pişirme teknikleri dahil tüm bilgileri danışanları ile paylaşıyor ve düzenliyor. Hastalarla değişik tarifler keşfediyor ve hatta bazen birkaç kilo almamıza bile sebep oluyor.

Hal böyle olunca hem sağlık olsun hem bilgi olsun ve hem de tarifler olsun istedik. AMA HEM LEZZET OLSUN HEM DE SAĞLIKLI OLSUN dedik. Her sağlıklı herkes için sağlıklı değildir. Bu bilgileri de sizden ve bizden gelenlerle daha fazla paylaşmalıyız diye düşündük. İşte İYİLEŞTİREN SİTE böyle bir fikir.